Açık Erişim Haftası 2025: Bilgimizin Sahibi Kim?
- Research Ecosystems

- 3 gün önce
- 2 dakikada okunur
Her yıl Ekim ayının son haftasında kutlanan Uluslararası Açık Erişim Haftası, bu yıl 20-26 Ekim 2025 tarihleri arasında, çarpıcı bir tema ile karşımızda: “Bilgimizin Sahibi Kim?” / Who Owns Our Knowledge?
Bu soru, yalnızca bilgiye kimin erişebildiğini değil, aynı zamanda bilginin nasıl üretildiğini, nereden geldiğini ve kimlerin sesinin duyulup değer gördüğünü sorgulamamıza neden oluyor. Bugün akademi, yayıncılık ve teknoloji dünyası; bilginin sahipliğini, kontrolünü ve erişimini derinlemesine tartışmak zorunda.

Toplulukların Bilgisi, Toplulukların Kontrolünde Olmalı
2025 Açık Erişim Haftası, bilgi paylaşım sistemlerinin topluluklar tarafından kontrol edilmesinin önemini vurgulayan küresel bir farkındalık etkinliğidir. Dünyanın dört bir yanındaki kurumlar, araştırmacılar, kütüphaneciler ve vatandaşlar, bu hafta boyunca bilgiye erişimde adalet, şeffaflık ve kapsayıcılığı konuşuyor. Türkiye’de ise bu yılın resmi etiketi olan #AE2025 ile sosyal medyada yerimizi alıyoruz. Tüm etkinlikleri takip etmek isteyenler için program: ae2025.acikerisim.org/hafta-programi/
Günümüzde dijital platformlar ve akademik veri tabanları, araştırma çıktılarının ticarileşmesini artırarak bilgiye erişimi sınırlıyor. Yüksek ücretli abonelik modelleri; özellikle düşük gelirli bireyler, öğrenciler ve kurumlar için ciddi bir bariyer oluşturuyor.Ancak bilgi, sadece elitlerin değil, toplumun her kesiminin hakkıdır. Bu noktada açık erişim; ekonomik, coğrafi ve yapısal engelleri ortadan kaldırarak bilginin serbest dolaşımını sağlamaya çalışıyor.
Dönüştürücü Anlaşmalar: Yayıncılıkta Yeni Bir Dönem
Bilgiye adil erişim için önemli araçlardan biri olan Dönüştürücü Anlaşmalar (Transformative Agreements), kurumların abonelik için ayırdığı bütçeleri açık erişim yayınları desteklemek için yeniden yapılandırıyor.Bu sayede araştırmacılar, makalelerini ek ücret ödemeden yayımlayabiliyor. Tek ödeme sistemiyle sadeleştirilen süreç, hem yazarlar hem de yayıncılar için sürdürülebilir bir model oluşturuyor. Bu anlaşmalar, bilimsel bilginin yayılması açısından kritik bir adım.
Yapay Zeka ve Açık Erişimin Kesişimi
Yapay zeka, çağımızın en güçlü bilgi işleme araçlarından biri. Ancak bu teknolojinin gelişebilmesi için açık, kaliteli ve çeşitli veri kaynaklarına ihtiyaç duyuluyor. Açık erişim; araştırmacıların büyük veri setlerine ulaşarak daha etkili algoritmalar geliştirmesine olanak tanıyor. Bu entegrasyon sayesinde:
Kişiselleştirilmiş eğitim çözümleri geliştiriliyor,
Bilgi boşlukları daha kolay tespit ediliyor,
Açık sağlık verileri ile küresel sağlık sorunlarına çözümler üretiliyor.
Yapay zeka ile açık erişimin birlikte kullanılması, bilgiye erişim eşitliğinde devrim yaratma potansiyeli taşıyor.
Açık Araştırma: Sadece Bilim İçin Değil, Toplum İçin
Açık araştırma; sadece yayınların değil, verilerin, yazılımların, metodolojilerin ve hakemlik süreçlerinin de herkesle paylaşılmasını savunur. Bu yaklaşım:
Şeffaflığı ve güvenilirliği artırır,
Uluslararası iş birliğini teşvik eder,
Eğitimde fırsat eşitliği sağlar,
Bilimsel sürece toplumu da dahil eder.
Bu yüzden açık araştırma, yalnızca bilimsel ilerleme için değil, toplumsal gelişim ve bilgi adaleti için de önemlidir.
Birlikte Daha Açık Bir Gelecek İçin
Açık Erişim Haftası, sadece kutlanacak bir etkinlik değil, aynı zamanda harekete geçme çağrısıdır. Bilginin özgürce paylaşıldığı, eşit şekilde erişilebildiği ve toplumsal fayda yarattığı bir gelecek için:
Ulusal politikalar geliştirilmeli,
Üniversiteler teşvik ve değerlendirme sistemlerini açık erişimi destekleyecek şekilde düzenlemeli,
Altyapı sorunları giderilmeli,
Bilgiye erişimdeki bariyerler kaldırılmalıdır.
Açık erişim; yalnızca bir yayıncılık modeli değil, bilgiyi sahiplenme ve paylaşma biçimimizdir. Bugünün sorusu olan “Bilgimizin Sahibi Kim?”, bizi daha adil, kapsayıcı ve iş birliğine dayalı bir bilgi ekosistemi kurmaya çağırıyor.



Yorumlar